MEKAN_SERSERİİ
  FIKRALAR
 





TESADÜF BU YA!

Kopenhag'da bir genç doğum kliniğine girip da­nışmaya başvurdu:

— 48 numaralı odada
yatan genç kızla görüşmek
istiyorum.

Nöbetçi hemşire sordu:

  • Hay hay! Siz nesi oluyorsunuz hastanın?
  • Ben mi? Erkek kardeşi?

Bu sırada hemşirenin yanında duran hanım hemen atıldı:

— Öyle mi? Çok memnun oldum tanıştığımıza. Ben
de annesiyim...

EVLİLİĞİN BÖYLESİ

Nasrettin Hoca evlen­ meye niyetlenir. Eş- dost bir hatuncağızı öve öve göklere çıka­ rırlar.

  • Şöyle huylu!
  • Böyle soylu!

— Dünyalar güzeli... Hoca'nın gönlünü çelerler.

 

Evlenirler. Zifaf gecesi yüz görümlüğünü veren Ho­ ca, gelinin duvağını kaldırır. Aman Allah'ım! Çirkin bir gelin.

Gelin hanım, kocasına sadakatini göstermek için:

— Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim, ki­
me görünmeyeyim? diye sorar.

Hoca şaşkın:

— Aman hatun, bana görünme de kime görünürsen
görün... der.

DOĞRU SÖZ

Müfettiş, öğrencilere sorar:

— İçinizde en uslu kim?

Öğrenciler, hep bir ağızdan - cevap verirler Öğretmenimiz!


GEZGİN

 

Hoca'nın hanımı çok gezermiş. Düğün-dernek, bayram-seyran... dolaşırmış.

Hoca'nın dostları:

— Hocam, yenge biraz çok do­ laşmıyor mu? derler.

Ne de olsa hatunu. Hiç laf söy-

 

letir mi Hoca...

  • Hiç sanmıyorum, der ve ekler:
  • O kadar dolaşsaydı, bazen bize de uğrardı...


EŞEK BAŞI

İstanbul'a yeni gelen köylü, ku­ yumcu dükkânının vitrinini merakla inceliyordu. Kuyumcunun çırağı, onunla alay etmek için:

  • Hemşerim, dedi, ne bakıyor­
    sun öyle?
  • Hiç... Bu dükkânda ne satılır
    diye merak ettim de...

Çocuk güldü:

  • Eşek kafası satılır.
  • Allah versin... Alışverişiniz yolunda olmalı...
  • Nereden bildin, dayı?
  • Baksana, koca dükkânda seninkinden başka kal­
    mamış!

NEYİ GÖRMEMİŞ

Şoför kullandığı taksiyle "Sağa dönülmez işaretine rağmen sağa saptığı sırada trafik polisinin keskin keskin çalan düdük sesiyle birden yavaşladı, sonra yolun kenarına çekilerek durdu. Trafik polisi, sağ elinde zin-


cirden tuttuğu düdüğü sallaya sallaya yürüyerek tak­ sinin yanına geldi, sert bir sesle sordu:

— Levhayı görmedin mi?

Şoför, kabahatli olduğunu kabul etmenin rahatlığı içinde itirafta bulundu:

— Görmesine gördüm de sizi görmedim...

KILÇIK

Sınıfta öğretmen insan iskeletini göstererek sordu: — Bunun ne olduğunu söyleye­bilir misin Salim? dedi. Karadenizli Salim hemen

cevapladı:

— İnsan kılçiğidür öğretmenim...



SON ÜMİT

Adam kaynanasıyla birlikte Avrupa gezisine çıka­ caktı, arkadaşı sordu:

  • Yahu sen hep kaynanandan yakınıp durmaz miy­
    din? Şimdi de Avrupa gezisine mi çıkarıyorsun?
  • Ne yapayım kardeşim, sık sık Avrupa'yı görme­
    den Allah canımı almasın! deyip duruyor... Benimki, bir
    umut işte...


YAG SORUNU

Akıl hastanesine, kendisini ziyarete gelen arkadaşına dert yandı:

  • Sorma dostum... Motora
    meraklı olduğum için getirip
    buraya tıktılar beni. Allahaşkı-
    na, sen araba sevmez misin?
  • Severim.

— Zeytinyağlısından mı hoşlanırsın, tereyağlısından

mı?

ÖĞRENCİ ŞİİRİ

- Tembel bir öğrenci, yazılı kağı­ dına şu satırları yazmış:

— Yürü boş kağıt, yürü... Öğretmenin yüzünü gör de gel.

Üç zayıfım vardı, dört oldu mu sor da gel...

APTALCA DÜŞÜNMEK

Federal Almanya vatandaşı dış yolculuktan döndü. Getirdiği papağanla kendi gümrüğüne girdi. Muayene memuru işin gereğini anlattı:

 

— Canlı papağana, yüz mark gümrük ödeyeceksiniz.
Cansız içi doldurulmuş papağan olsaydı gümrüksüzdü.

Adamın bir anlık tereddütü üzerine papağan söze karıştı:

— Bana bak Hans! Öyle aptalca şeyler düşünme!

YAŞLILIK

Bir adam, arkadaşına hastalığından dert yanıyordu:

— Hele şu sağ bacağımdaki romatiz­
manın verdiği acıya hiç dayanamıyo­
rum, dedi. Nedeni nedir, acaba?

— Neden olacak, dedi öteki. Yaşlılıktan.
Bunların hepsi yaşlılık alâmetleri.

Adam:

— Saçma, diye yanıt verdi. Sol bacağım da sağ ba­ cağım ile aynı yaşta. O neden ağrımıyor?













 
  Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol